Türkiye ekonomisi, pandeminin etkilerinin zayıflamasıyla birlikte küresel ekonomiye paralel olarak önceki yılki yüzde 1,8’lik sınırlı büyümenin ardından 2021’de yüzde 11 büyüdü.1 Bununla birlikte, Türk lirası dolar karşısında yüzde 44 değer kaybetti.2 Dünya piyasalarındaki enerji ve sektörler genelindeki fiyat artışları da eklendiğinde, Türkiye’de yıllık enflasyon Aralık ayı sonu itibarıyla yüzde 36,08’e ulaştı.3
Ekonomi büyümeye geçti
Türkiye genelinde aşılama oranının yüzde 85’lere ulaşmasıyla birlikte4 COVID-19 etkisi azalarak, gündelik yaşam ve ekonomik faaliyetler yıl boyunca normalleşmeye devam etmiştir. Buna bağlı olarak yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüyen ekonomi, ikinci çeyrekte yüzde 21,9’luk önemli bir büyüme göstermiştir. Üçüncü ve son çeyrek büyümesi sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 9,1 olarak kaydedilmiştir. Yıllık büyümenin yüzde 11’e ulaşmasıyla 2021-2023 Orta Vadeli Program’da öngörülen yüzde 5,8’lik hedef aşılmıştır.
Dünya genelinde görülen ekonomik toparlanmanın bir yansıması olarak, sanayi üretiminde ve istihdamda artışlar kaydedilmiştir. Bununla birlikte, 2021 yılında Türkiye ekonomisine, Türk lirasının önemli ölçüde değer kaybı ve yüksek enflasyon damga vurmuştur.
Yüksek enflasyondan en fazla etkilenen dar gelir grubunun rahatlatılması amacıyla, kayıtlı işçilerin yaklaşık yüzde 42’sinin asgari ücrete tâbi olduğu dikkate alınarak, asgari ücret gelir ve damga vergisinden muaf tutulması gibi önlemlere başvurulmuştur.
Buna karşın Mart ayında 86,7 puana yükselen tüketici güven endeksi, yüksek enflasyon ve liranın değer kaybına bağlı olarak yıl sonuna kadar sürekli olarak gerileyerek Aralık ayında 68,9’a düşmüştür.
Ekonomik güven endeksi Aralık 2019’da 97,2 puan iken, 2020 yılının Nisan ayında son zamanların en düşük seviyesine 58,4 puana gerilemiştir. 2020 yılını Aralık ayındaki 86,4 puan ile kapatan ekonomik güven endeksi, normalleşme süreciyle birlikte kısa bir süre 100 puanın üstüne çıktıysa da yılı 97,6 puan seviyesinde kapatmıştır.
2021 yılında Türkiye’nin kredi derecelendirme notu Moody’s tarafından geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine B2 olarak açıklanmıştır. Moody’s, 2019 yıl sonunda Türkiye’nin B1 olan kredi notunu negatif yönde değiştirerek yeni kredi notunu B2 olarak açıklamıştı. İlave olarak Türkiye, Moody’s, Standard&Poors (S&P) ve Fitch tarafından da Ocak 2017’den bu yana “yatırım yapılamaz-spekülatif” seviyesinde notlandırılmıştır.5
2020 yıl genelinde 36,7 milyar dolar seviyesinde olan cari işlemler açığı, 2021 yıl sonu itibarıyla 14,9 milyar dolar seviyesinde yer almıştır. 2021 yılında dış ticaret açığı yüzde 7,5 gerileyerek 46,13 milyar dolar olmuştur.
Cari işlemler açığı azaldı
2020 yılında cari işlemler açığı 36,8 milyar dolar seviyesinde olmuştur. 2021 yılında ise cari işlemler hesabı 14 milyar 882 milyon dolar açık vermiştir. Bütçe gelirleri 2021 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 36,8 artarak 1,40 trilyon lira, bütçe giderleri de yüzde 32,9 yükselerek 1,60 trilyon lira olmuştur. Böylece merkezi yönetim bütçesi açığı yüzde 9,7 artarak 192 milyar lira olarak kaydedilmiştir.6
2021 yılında vergi gelirleri tahsilatı yüzde 39,8 artarak 1,1 trilyon liraya ulaşmıştır. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise yüzde 126,2 olarak tespit edilmiştir.
Merkezi yönetim brüt borç stoku 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla 2,7 trilyon lira olmuştur. Borç stokunun 933,2 milyar lira tutarındaki kısmı Türk lirası cinsi, 1,8 trilyon lira tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluşmuştur.7
Dış ticaret açığı geriledi
Salgının damga vurduğu 2020 yılında 49,88 milyar dolar seviyesinde olan dış ticaret açığı, 2021’de yüzde 7,5 gerileyerek 46,13 milyar dolar olmuştur.
Genel ticaret sistemine göre ihracat 2021 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 32,8 artarak 225 milyar 291 milyon dolar, ithalat yüzde 23,6 artarak 271 milyar 424 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2020 Ocak-Aralık döneminde yüzde 76,7 iken, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 82’ye yükselmiştir.
Ocak-Aralık döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya almıştır. Almanya’ya yapılan ihracat 19 milyar 321 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla 14 milyar 722 milyon dolar ile ABD, 13 milyar 704 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 11 milyar 475 milyon dolar ile İtalya ve 11 milyar 133 milyon dolar ile Irak takip etmiştir. İlk beş ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 31,2’sini oluşturmuştur.
Ocak-Aralık döneminde ithalatta ilk sırayı Çin almıştır. Çin’den yapılan ithalat 32 milyar 240 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla 28 milyar 959 milyon dolar ile Rusya, 21 milyar 757 milyon dolar ile Almanya, 13 milyar 151 milyon dolar ile ABD, 11 milyar 562 milyon dolar ile İtalya izlemiştir. İlk beş ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 39,7’sini oluşturmuştur.
İş gücüne katılım oranı yükseldi
2021 yılında mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 11,2 olmuştur. 2020 yılının Aralık ayında yüzde 49,1 olan iş gücüne katılım oranı, 2021 Aralık ayı itibarıyla yüzde 52,9’a yükselmiştir.8
Yüksek kur ve enflasyon ekonomiye damga vurdu
2021 yılında Türk lirasının, tüm gelişmekte olan ülkelere göre çok daha yüksek olan değer kaybı ve yüksek enflasyon, Türkiye ekonomisine damga vurmuştur.
2020 yılı Aralık ayında yüzde 14,6 seviyesinde olan TÜFE, 2021 yılı Aralık ayı itibarıyla 2002 yılı Eylül ayından bu yana kaydedilen en yüksek oran olan yüzde 36,08 seviyesine yükselmiştir. OECD ülkeleri genelinde de enflasyon son 30 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 6,6’ya ulaşmıştır.9 Bunda başta enerji ve gıda maliyetlerindeki artışlar etkili olmuştur. Ancak, Türkiye’deki oranın OECD ortalamasının çok daha üzerinde kaydedilmesinde Ortodoks olmayan mali politikaların etkisiyle Türk lirasının önemli değer kaybı rol oynamıştır.
Merkez Bankası, 2021 yılı Ocak ayında yüzde 17 olan politika faizini, Mart ayı itibarıyla önce yüzde 19’a çıkardıysa da hükümetin “Yüksek faiz yüksek enflasyonun nedenidir” varsayımına paralel olarak Eylül ayından itibaren kademeli olarak aşağı çekerek, Aralık ayında yüzde 14 seviyesine çekmiştir. Merkez Bankası yönetiminde yıl boyunca gerçekleşen değişimlerle birlikte, faiz düşürme politikası Türk lirasının değer kaybetmesinde etkili olmuştur. Türk lirası son 20 yılın en kötü performansını göstererek dolar karşısında yüzde 44 değer kaybetmiştir.
Merkez Bankası’nın döviz kuruna müdahaleleri neticesinde, 31 Aralık 2021 tarihi itibarıyla TCMB’nin net döviz rezervleri Ağustos 2002’den beri kaydedilen en düşük seviye olan 8,3 milyar dolara gerilemiştir. Swaplar hariç tutulduğunda ise net rezervlerin eksi 56,4 milyar dolara kadar düştüğü izlenmiştir.10
Kur artışı ile artan dolarizasyonun önüne geçmek amacıyla, 20 Aralık 2021 tarihinde TCMB; ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesaplarının ve katılım fonlarının vadeli Türk lirası mevduat/katılma hesabına dönüştürülmeleri halinde, vade sonu kuru üzerinden hesaplanacak tutar, anapara ve faiz/kâr payı tutarından büyükse, aradaki farkın TCMB tarafından karşılanacağını açıklamıştır. Desteğin açıklanmasından yıl sonuna kadar olan sürede, yaklaşık 8 milyar dolarlık mevduatın vadeli Türk lirası hesaplarına dönüştürüldüğü tahmin edilmektedir.
2022 yılı beklentileri
Türkiye ekonomisi, dünya ekonomilerine paralel olarak 2022 yılına önemli belirsizlikler içinde başlamıştır.
2021 yılı boyunca süren enflasyon artışı 2022 yılı başında hızlanarak devam etmiş ve Şubat ayı itibarıyla yıllık TÜFE yüzde 54,44 seviyesine ulaşmıştır. Enerji fiyatlarının, Ukrayna-Rusya savaşına bağlı olarak sürekli yükselişi bunda önemli rol oynamıştır. Uluslararası ölçekte Soğuk Savaş yıllarından bu yana görülmeyen bir siyasi tansiyonun yılın geri kalanında ekonomiye yansımasının nasıl olacağı oldukça belirsizdir. Mart ayı itibarıyla Türkiye, Karadeniz komşuları olan Rusya ve Ukrayna’ya yönelik olarak yapıcı bir denge politikası uygulayarak, sıcak çatışmanın zaten kırılgan ekonomisine olan etkisini azaltmaya çalışmaktadır.
Bununla birlikte, Merkez Bankası’nın, net rezervlerinin ekside olması nedeniyle döviz kurlarına müdahale araçları zayıflamış durumda olduğundan, 20 Aralık 2021 müdahalesi sonrasında gevşeyen kurların yılın geri kalanındaki seyri belirsizdir.
Kaynaklar
1. TÜİK
2. TCMB
3. TÜİK
4. Sağlık Bakanlığı verileri
5. Türkiye Ekonomisinin 2021 Karnesi, Doğruluk Payı, 31 Aralık 2021
6. TCMB
7. Hazine ve Maliye Bakanlığı
8. TÜİK
9. OECD
10. TCMB